Terör örgütü PKK'nın silah bırakma ve kendini feshetme kararı sonrası gözler, bu adımın sahada nasıl uygulanacağına çevrildi. Sürecin en önemli aşaması ise PKK'nın silahlı faaliyetlerini gerçekten sonlandırıp sonlandırmadığının tespiti olacak. Türkiye bu süreci Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) aracılığıyla adım adım izleyecek. Örgütün silah bıraktığının devlet tarafından resmi olarak tanınması, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunacağı detaylı raporla netleşecek.
MİT Süreci Tüm Detaylarıyla İzleyecek
5-7 Mayıs tarihleri arasında yapılan PKK kongresi ile alınan “fesih” ve “silahlı mücadeleye son” kararlarının ardından, sahadaki uygulamalar kritik hale geldi. Terör örgütünün bu kararlara sadık kalıp kalmayacağı ise yalnızca kamuoyu açıklamalarıyla değil, saha takibi ve istihbari raporlarla belirlenecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada sürece dair şunları söylemişti:
“MİT ve diğer birimlerimiz herhangi bir yol kazasının yaşanmaması için süreci takip edecek.”
Bu sözler, özellikle MİT’in rolünün sürecin merkezine yerleştirildiğini ve operasyonel takibin çok boyutlu yapılacağını gösterdi.
Haziran Sonuna Kadar Silah Teslim Süreci Tamamlanacak
MİT, örgütün silah bırakma sürecini titizlikle takip edecek ve süreç Haziran ayının sonuna kadar tamamlanacak şekilde planlandı. Türkiye ile birlikte Irak ve Suriye'de de teslimat merkezleri oluşturulacak. Süleymaniye ve Erbil’de kurulacak komisyonlar, teslim süreçlerini denetleyecek. Bu komisyonlarda Irak Merkezi Yönetimi, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ve MİT temsilcileri birlikte görev yapacak.
Türkiye sınırları içinde ise süreci yalnızca MİT denetleyecek. Her bölgede örgütün sahadaki faaliyetlerinin sona erip ermediği, istihbari analizlerle raporlanacak. Bu raporun sonunda PKK'nın silah bırakma kararının resmen tanınması gündeme gelecek.
Nihai Karar İbrahim Kalın’ın Raporuyla Netleşecek
Milliyet gazetesinin özel haberine göre, devletin PKK’nın silah bıraktığını resmen kabul etmesi, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın hazırlayacağı kapsamlı rapora bağlı olacak. Bu raporda örgütün tüm alt kolları, saha faaliyetleri, yurtdışı yapılanmaları ve bağlantılarının durumu değerlendirilecek.
Rapor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulacak ve bu belgeye göre devletin nihai pozisyonu belirlenecek. Tüm sürecin 24 saat esasına göre izleneceği, Türkiye’nin hiçbir detayı göz ardı etmeyeceği vurgulanıyor.
Öcalan’ın Mesajı ve Süreci Şekillendiren Temaslar
Süreçte dikkat çeken bir diğer gelişme ise, Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin kamuoyuna açıklanmasıydı. DEM Parti heyetinin Adalet Bakanlığı’na yaptığı başvuru, 28 Aralık 2024’te ilk görüşmeyle sonuçlandı. Bu temasların ardından Öcalan tarafından iletilen mesajda şu ifadeler yer aldı:
"Silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum."
Bu açıklama sonrası süreç hız kazanırken, DEM Parti heyetinin Erbil ve Süleymaniye’de gerçekleştirdiği temaslar, bölgesel uzlaşı zeminini güçlendirdi. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi temsilcileriyle yapılan görüşmelerle birlikte, uluslararası meşruiyet sağlanması hedeflendi.
Tansiyon Düşerken Gözler Sahada
Siyasi kanatta yapılan görüşmeler, açıklamalar ve raporlamalar kadar sahadaki gelişmeler de büyük önem taşıyor. Özellikle silahların gerçekten bırakılıp bırakılmadığı, örgüt mensuplarının pozisyonları, teslim edilen mühimmat miktarları ve bağlantılı grupların tutumu dikkatle izleniyor.
PKK'nın Türkiye, Irak ve Suriye'deki tüm uzantılarının bu karara sadık kalması, sürecin başarıyla tamamlanması için olmazsa olmaz koşul olarak görülüyor. Aksi durumda örgütle ilgili tüm kararlar yeniden gözden geçirilecek.